İçinde yaşadığımız dünya büyük, muhteşem ve iç içe geçmiş bir sistemdir. Her bir parçası birbirine bağlı ve diğer parçalara bağımlıdır. Binlerce yıldır bu düzen bizden gizliydi. Şimdiye kadar dünyayı birbirine bağlı olmayan ve şimdilerde tersini keşfettiğimiz bağımsız elementler topluluğu olarak gördük.
Şimdiki eğitim sistemimizde, bağımsız elementlerin birbirinden farklı birimlere bölündüğü algısı halen daha hakim olan bir kavramdır. Yeni bütünsel bakış açısı dünyayı birbirine bağlanmış sistemler olarak kabul eder. Bu bakış açısı Bütünsel Eğitimin temelidir ve dolayısıyla öğrenimde yeni bir bütünsel yaklaşım gerektirir. Bu bizi realitenin bütünsel algısına getirir. Bütünsel eğitim metodunda öğrenciler farklı konuları “doğrusal” bir çizgide değil, daha ziyade her bir konunun diğer konulara olan bağının gösterildiği “dairesel” algıda öğrenirler.